23 Ekim 2016 Pazar

Kitap yorumu | Magisterium 1 | Demir Yıl



Babasının anlattığından başka bir bilgisi olmayan çocuk, Callum Hunt.  Magisterium'da okumak, başında korkunç bir fikirdi, kim yeraltında, nerenin nerede olduğunu bilmediği, karmaşık tünellerde ölüp gideceği bir büyücü okulunda okumak isterdi ki?



  Magisterium, 5 element üzerine ders verilen bir büyücü okulu. Ateş yanmak ister, hava yükselmek ister, su akmak ister, toprak bağlamak ister, kaos yutmak ister. Bu 5 elementten en tehlikelisi kaos. Kaos yeteneği olan büyücülere Makaris deniyor ve bu çok güçlü büyücüler yoktan var edebiliyorlar,. Kitaptaki zamana kadar, Magisterium'dan sadece 2 Makaris geçmişti, bunlardan biri, Verity Torres, genç bir çıraktı. Biri de, Ölümün Düşmanı olarak bilinen Constantine Madden. Constantine, Üçüncü Büyücü Savaşının sebebiydi. Bu savaşta bir çok büyücü kaybedilmişti ve Sarah Hunt bunlardan biriydi. Sarah ölmeden önce, kucağındaki bebek Callum'la buza bir yazı yazmıştı; ÇOCUĞU ÖLDÜR. Alastair çocuğu öldürmemişti, fakat o büyürken ona hep Magisterium'un kötü yanlarını, annesinin ölümünün büyücülerin suçu olduğunu anlatmıştı ve Callum'un o okula girmesini istemiyordu. Büyücü okulunun sınav günü, Callum her istediklerinin tersini yapmaya çalışmıştı ve öğrenciler arasından sonuncu olmuştu. Ustalardan Rufus, Callum'un bu yüzden tehlikeli olabileceğini ve büyüsünü kontrol etmesi gerektiğini düşünerek onu çırak seçmişti. Fakat zaman geçtikçe çırak arkadaşlarının çok da kötü olmadığını, hatta okulu sevmeye başladığını fark etmişti.


Kitap hakkındaki düşüncelerim



  Kitabın başında çok klasik bir hikayeye sahip olduğunu düşünmüştüm, ama ilerleyen zamanlarda bu düşüncem değişti. Harry Potter ve Avatar karışımı bir kitap gibi görünüyor.
  Holly Black'in kitaplarını hiç okumadım fakat işin içinde Cassandra Clare olduğu belli oluyor; fazla detaylı ve betimleyici.  Karakterler çok güzeldi, genelde baş karakter sevecen biri olurdu, ama bu sefer Percy Jackson ruhlu, alaycı ve ciddiyetsiz biri olan Callum var.  Kitaba kendinizi kaptırdığınız zaman akıp gidiyor, aklınızdaki sorular bir bir çözümlenmeye başlıyor. Kahkaha attığım, aşırı şaşırdığım ve çok üzüldüğüm yerler içeriyor. Kesinlikle önerdiğim, gizemlerle dolu, bol maceralı bir kitap.


Kitaptan alıntılar


Alastair, "Durumun ne kadar kötü görünürse seni reddetme olasılıkları o kadar artar." dedi. Call, "Bana hile yapmak gibi geldi bu," diye itiraz etti. "Call, insanlar kazanmak için hile yapar. Kaybetmek için hile yapamazsın."

Call kendinden geçmeden önce, "Bir numara olduğum için özür dilerim ezikler," demişti. 

Peki, diye düşündü Call. Usta Rufus tek yapmam gerekenin bu yılı atlatmak olduğunu söyledi ve ben de bunu yapacağım. Buradaki en başarılı öğrenci olacağım hem de sırf kimse bunu yapabileceğime ihtimal vermediği için. 

Ateş yanmak ister, diye düşündü Call. Su akmak ister. Hava yükselmek ister. Toprak bağlamak ister. Kaos yutmak ister. Call da hayatta kalmak ister.

Bir yanı, giysileri üst üste giyip Magisterium'da bir penguen gibi paytak paytak yürümek istiyordu. 

"Kim insan olmak ister ki? İnsan kalbi kırılır, insan kemikleri çatlar, insan derisi yırtılır."

"Kasabadaki herkes deli olduğunu düşünecek!"
"Kasabamdaki herkes zaten deli olduğumu düşünüyor."

! SPOİLER !

"Hayır, Callum Hunt. Ölümün Düşmanı ben değilim," dedi. "Sensin."

Düşman falan yok. Onca zamandır bir hayaletle savaştınız. Usta Joseph'in görmenizi istediği bir yanılsamayla. Fakat size bunu söyleyemem çünkü Düşman, Constantine Madden değilse kim o zaman?


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder