3 Eylül 2016 Cumartesi

Kitap Yorumu | MELEZ GÜNLÜKLERI


Luke Castellan'ın Günlüğü


  Hikaye ciddi ciddi akıyor. Halcyon Green tanrılar tarafından lanetlenmişti, hem de babası Apollon tarafından. Sırf birinin hayatını kurtardı diye sesi elinden alınmıştı. Onlarca yıl bir malikânede zihnini okuyup sesini taklit eden, onun sesi olan Leucrota denen yaratıklarla yaşıyor, oraya farklı kişiler çekip kendi yerine yaratıklara yem ediyordu ama gerçekten iyi biriydi, ama sonradan anlıyordunuz.Percy Jackson ve Olimposlular veya Olimpos Kahramanları okuyan çoğu kişi Luke, Thalia ve Annabeth'in tanıştığı anı merak etmiştir, hikayenin sonlarında o zaman da anlatılıyor.
Ayrıca Onedio'da dedikleri gibi, "You Promised" en duygusal cümle. Ama bu hikayeyi okuduktan sonra Luke'dan nefret etmek imkansız. En mükemmel karakterlerden birini en kötü karaktere dönüştürdüğü için tabii ki Rick Riordan'ı suçluyorum. 
  "Bana söz ver, demişti Halycon Green. 
     Söz veriyorum,Hal, dedim içimden. Hatalarımdan ders alacağım, Tanrılar bana sana davrandıkları gibi kötü davranırlarsa, mutlaka direneceğim."
 Tutulmayacak bir söz daha. Bu sayfaları okuduktan sonra Nico'dan sonra en güçlü ikinci karakterin Luke olduğunu düşünüryorum. Üç büyüklerin çocuklarından oldukları için Jason ve Percy'de olabilir elbet, ama bana Nico ve Luke'un daha güçlü gelmesinin sebebi Tanrı ebeveynleri değil de bu kadar zorluk atlatmış olmaları. Ve bütün bölümde en etkilendiğim yeri alıntı yapmak istiyorum:

  Thalia yanımda diz çöktü. Elini küçük kızın omzuna koydu. 
"Adın ne ufaklık?" 
      "Annabeth."

Percy Jackson ve Hermes'in Asası

  "Aslına bakarsan Cacus, benim bir gizli silahım daha var. Adı Annabeth, eşi benzeri yoktur." 

  Her zaman olduğu gibi bir tanrı işini melezleri tehlikeye atarak hallediyor. Gigant Cacus'un Hermes'in asasını çalması üzerine gerçekleşiyor olaylar. Üstelik Percy ve Annabeth'in 1. ayında. Hikaye çok güzeldi, tek bir sorun var;
-Gözlerimin önünde birbirlerini seviyorlar!




Leo Valdez ve Buford Görevi

Hikayede bana çok akıcı gelmedi, sırf Leo var diye heves ettim bile diyebilirim. Ve sevgili Rick Riordan Leo Valdez aşkımızın ateşini körüklüyor. 2. Argo'nun yapımında neler yaşandığını bilmiyorduk, yani hikaye yine öbür kitapların açığını kapatıyor ve bütün suç cam silme deterjanında. Hayır hayır, hikayede Leo'nun 2. Argo'nun çok önemli bir parçasını masa Buford'un çekmecesine koyup cam silme deterjanıyla Buford'u silip kaçırdıktan sonrasını ve 9. Deponun patlamasına 65 dakika kala geçen olayları anlatıyor.

  "Tamam. Bir saat. Sıvılar karışacak. Depo havaya uçacak. Bir buçuk kilometre karelik ormanda kocaman bir çukur açılacak."
    "Hımm," dedi Piper alçak sesle. "Şey yapamaz mısın... Durdursan mesela?" 
 "Tüh, neden bunu düşünmedim ki?!" dedi Leo. 

  Percy, Leo ve arkadaşları Buford'u ararken karşılaştıkları kızları, Dionisos'un hizmetkârları olan Maenadlardan Yunan Tanrıları kitabında şöyle bahseder,
Yani aklı olan Maenadlara bulaşmazdı. E, tabii böyle değişik şeyler kimin başına gelir? 
Evet, meşhur 7'nin
.

Büyünün Oğlu 

Hikayedeki karakterler Dr. Howard Claymore, Alabaster C. Torrington ve Lamia. Dr. Claymore gerçekten farklı bir karakter, ve hikayenin konusu Percy Jackson ve Olimposlular, ya da Olimpos Kahramanlarından çok farklıydı. Ana karakter bir melez yerine normal ve sinirli bir adamdı; Howard Claymore. Ve Alabaster, Percy Jackson gibi bir kahraman değildi, 2. Titan savaşında Kronos'un tarafındaki melezlerdendi. Kardeşleri onun yüzünden ölmüştü, ve peşindeki kardeşi Lamia ile savaşıyordu ki bu da onu daha ilginç kılıyor çünkü Kronos'un tarafındaki olaylara ve kişilere çok değinilmemişti. Dikkat; Sinir krizi uyarısı. Hekate'in "O da benim çocuğum" tripleri yoruyor. Ayrıca Lamia görebileceğiniz en sinir bozucu karakter bile olabilir.

  "Şimdi nasıl bir farklılık yaratacaktı? Hiçbir özel gücü olmayan orta yaşlı bir adam, tanrılar ve yaratıklarla dolu bir dünyayı nasıl etkileyebilirdi?" 
-Ayrıca başta Dr. Claymore çok itici bir adam gibi gelse de hikayeyi sonuna kadar okuyan biri olarak, bambaşka biri olacağı ihtimalini vermiyordum. 

"Alabaster, bana biraz önce kahramanların ölmediğini söylemiştin. Haklı olabilirsin ama sana tek bir şey söyleyebilirim," Alabaster'ın gözlerinin içine baktı. "Ben bir kahraman değilim."  

3 yorum: